28 Temmuz 2007 Cumartesi

OTUZ BEŞ !

Bu otuz beşin içinde bir on altı var,bir yirmi iki var, bir altmış var. Bu otuz beşte bir tek otuz beş yok!
Bu otuz beşte , çocukluk var, olgunluk var, yaşlılık var.
Umutsuzluk var gibi görünüyor, ama üzülmeyin, içten içe inatçı, dirençli , incecik bir umut var. Filizlenemiyor belki ama orda bir yerlerde tohumunun kalbi atıyor.
Aslında hayatım yeni başlamış gibi hissediyorum. Öncesi "prova"! Hayatımı temize çekme fırsatım var(yani teorik olarak (!) )
Böyle, denizin kenarında durursunuz da, atlamak , yüzmek için ölürsünüz de, bir türlü cesaret edemez, atamazsınız kendinizi. Tam atlayacakken gücünüz kesilir, korkar vaz geçersiniz, ama hala ordasınızdır, arkanızı dönüp gidemezsiniz.
Orda olması güzel, seyretmesi, denizin kokusunu içinize çekmesi, orda olduğunu bilmesi denizin. Islanmadan, yorulmadan, üşümeden, ayağınıza bir şey batmadan, kesmeden...Kolay, güvenli...
Ya kaçırdıkların?
Kafesteki kuş, akvaryumdaki balık, sahildeki kadın... Hepsi korkak, garantici ve mutsuz!
Otuz beşi hak etmiyorsun !

Hiç yorum yok: